FÜREYA - Ayşe Kulin
Kitap Hakkında:
Bir hayat öyküsü daha: Füreya...
Ayşe Kulin'in kalemiyle sunulan kitapta; paşa soyundan Füreya Koral, doğumundan ölümüne kadarki zamanı, tüm çalkantıları, atlayışları, çöküş ve çıkışlarıyla dolu yaşamını anlatıyor. Ve zamanın ne kadar acımasız olduğunu görüyorum satırlarda. Hayata sımsıkı bağlanışı... sevmeyi, hayal kırıklığını, hastalığı, şiddeti, yeni doğmuş bir ülkeyi, koşmayı, yatmayı ve ardı ardına-ardı ardına ölümleri...
Füreya'nın ne çok ölümle karşılaştığına şaşıp, kaç ölüm gördüğümü soruyorum kendime. Bir toplumun sürüklenişine tanık oluyorum böylece; güvensizliğe, anlayışsızlığa, sevgisizliğe...
Onlar zor günler geçirdiler, ama gerçekten yaşadılar. Yaşamayı bilmeyenlerin, öte dünyadan ne beklentisi olabilir ki!
'Herkes acının üstesinden gelmeyi öğreniyor.!
Kitabın İncileri: Kaderimizi tayin etmek elimizde değil. Ne yazıldıysa, onu yaşamaya mecbururz. 16 Para, güçtür. Bunu sen de biliyor olmalısın. 16 Rüyada bile acı çekmek çok zor. 19 Ben her zaman sevmişimdir yolculukları. 20 ... kim kimi dinlemiş ki sen beni dinleyesin! 20 Heyy kuş, ben kimseye açmamışım yüreğimin kapısını, sana mı açacağım şimdi? 20 Devletin en büyükleri, eraflarında kendilerinden daha ziyade ışık saçan yıldızları barındırmak istemezler. 25 ... mantık ne zaman sevginin esiri olmamış ki? Sevgi, insana her şeyi yaptırır. Hele evlat sevgisi! 56 Aptal kadın, çocuk sevgisinin doğuma bağlı olduğunu sanıyor. 56 Yaşam, insanlara affetmeyi de öğretiyor, ölümü kanıksamayı da. Ölüm! Soğuk, antipatik, siyah renkli sözcük. Ne çok ölüm yaşıyor insan hayatı boyunca. 57 Oldum olası sevmem soğuk yerleri. Üşümeyi hiç sevmem. 58 ... yoksulluk tahribatını bir türlü göstermeye mecburdur. 59 Sevgi ve huzur her şeyin ilacıdır. 103 Kadınlar kocasız yaşayamaz, bunu bil. 110 İnsan vücudu akıllıdır. Ne zaman ne yapması gerektiğini iyi bilir. 136 Hiç düş kırıklığına uğramayanlar, hiç umut beslememiş olanlardır. Bernard Shaw 141 Aşkla bağlanılan bir erkekten vazgeçmenin ne demek olduğunu biliyordu. 143 Para sihirliydi. Dokunduğu her şeyi değiştiriyordu. 149 Ölüm gibi bir şey hayata küsmek. Hatta ölümde bir başka hayata geçiş umudu bile taşıyabiliyor insan, yaşarken yaşamdan vazgeçmek... üstesinden gelinir gibi değil. 176 Herkes acının üstesinden gelmeyi öğreniyor. 176 Birine delice aşık olduğu her halinden belli olan kadınlarla erkekler zaman kaybetmek istemez. 180 Ölümün nasıl geldiği her nedense pek önemlidir geride kalanlara. En ince ayrıntıya kadar sorulur, en ince ayrıntıya adar anlatılır. 196 Yaşam bir hiçti. Ölüm, o kadar ani gelebiliyordu ki insana, tüm çabalar bir anda boşa gidiyordu. 200 Bugün varsan yarın yoktun.Ve eğer bugün varolacaksan, bir anlamı, bir sevinci olmalıydı bu var oluşun. 201 Aşk, biraz da deliliktir. 203 İnsan ne istediğini biliyorsa, onun için yaşamalı. 203 Etrafa ayıracak zamanımız kalmamış olabilir. 203 Yine olayların akışına bırakıyordu kendini. Sınırları zorlamadan, kendine gerçekten neyi isteyip istemediğini sormadan. Yine bir başkası yönlendiriyordu onu. 203 ... insanlar mutlu değillerse, iyileşmeleri de mümkün olamıyor. 217 Oysa hayat hiçbir kurala uymuyor. Çağıl çağıl akıp gidiyor dört bir yanımızdan. 219 Bir şeyi bilerek yapmak, rasgele yapmaktan çok daha iyi netice verir. Hele bu bir çocukla ilgiliyse. 245 Hepimiz için yaşamın ucunda ölüm var. 248 Rüzgardan korkarak, güneşten sakınarak yaşamak sana göre değil. 251 Sevimsiz olmadan güçlü olmak mümkün müydü? 253 Kıymetli eşyaların ve mücevherlerin, yaşamın akışı içindeki değerleri hiçti. Aslolan dostluklardı, dostlardı ve sanattı. 263 Medeniyete varan doğru, inişli çıkışlıdır. Hep zigzaklar çizmiştir. 273 ... gerçeğe varmak için en kestirme yolun, yaşanmış tecrübelerden geçtiğine bir kere daha tanık olmuştum... 274 ... türk erkekleri, günün her saniyesinin jesabını sormaya çok meraklıydılar. Oysa onun, lkendi yaşama alanını işgal etmeyecek, ona soluk alma fırsatı tanıyacak, güvenilir bir dosta ihtiyacı vardı. 280 Burada sanatçılar, yazarlar, müzisyenler hiçbir zaman onları zengin etmeye yetecek parayı kazanamazlar. Burası Türkiye. 295 Belki de yaratıcı olabilmenin bir bedelidir yoksulluğun verdiği tevekkül ve alçakgönüllülük. 295 ... bir insanı bir başka insandan çalmak mümkün olabilir mi... 297 Ölümden bu kadar çok korkunca, ölüm hiç affetmez, hemen gelir. 300 Zaman acımasızdır. Bayağı ve çirkine doğru ne büyük bir hızla kayıyordu insanoğlu. 318 Hayatın yenilenmesi, umut ve heyecan verici olması için şarttı. 318 Umudun kalmamasını, yaşlılığın ne menem bir şey olduğunu, ancak yolun ortasını geçmiş olanlar anlardı. 325 Belli bir yaşa gelince, kimse ciddiye almıyor insanları. Yaşadıkça öğreniyorum işte. 327 ... insan hayatta çok keyif aldığı şeyleri yapmasını bilmeli. 330 Hediyeler insanlara beklenmedik ani mutluluklar bahşeden periler gibidirler... 330 Ne ölümden korkmak ayıp, ne de düşünmek ölümü. Nazım Hikmet 340 Oysa hiç kolay değildi bölüşememek, paylaşamamak hayatı. Aşkı hep vurkaç yaşamak. 343 |