Güncel-TRAdmin Mesaj Sayısı : 2587 Rep Gücü : 1162401 Teşekkür Puanı : 61 Kayıt tarihi : 26/11/08 Yaşı : 40 | Konu: Alexandre Dumas - Üç Silahşörler Kitap Özeti | | | Fransız edebiyatının en verimli ve en sevilen edebiyatçılarından biri olan Alexandre Dumas'nın (1802-1870) başyapıtı
"Üç Silahşörler" yeni ve temiz bir çeviriyle dilimize bir kez daha kazandırıldı.
Tarihsel romanları ve oyunlarıyla haklı bir ün kazanan Dumas'nın yükselişinde en önemli rol hiç şüphesiz "Üç Silahşörler"e ait. Kardinal Richelieu / XIII. Louis dönemindeki dört gözüpek şövalyenin maceralarının hayranlık verici bir akıcılıkla anlatıldığı romans tarzındaki "Üç Silahşörler", yazıldığı dönemden bugüne değerinden hiçbir şey yitirmedi. Krallık Muhafız Birliği silahşörlerinden Athos, Porthos ve Aramis'e genç ve ateşli, romantik ve gözükara d'Artagnan'ın da katılmasıyla, Kardinal'in adamları için zor günler başlıyor. Kahramanlarımız Kral ve Kraliçe (biraz da sevgilileri) uğruna kılıçlarını konuşturuyor ve hiç çekinmeden hayatlarını ortaya koyuyorlar. Çünkü onlar, şövalyeliğin üç büyük mücevherine sahipler: Cesaret, sadakat, onur! Saf kötülüğün temsilcisi Milady bile çevirdiği korkunç entrikalara rağmen onları soylu hedeflerinden alıkoyamıyor. Fransa zayıflamış, Kral'ın otoritesi sarsılmaya yüz tutmuş, gitgide güçlenmekte olan senyörler ortalığı karıştırmaya başlamış, düşmanlar sınıra dayanmıştı. Gerçekten zordu durum. Richelieu'dan sonra Kardinal olan Mazarin, halkı ağır vergilerle eziyor, elinde ruhundan başka birşey kalmayan, ruhunu haraç-mezat satamayacağı için zafer öyküleriyle uyutulup, sabırlı olmaya davet edilen, zafer taçlarının karın doyuracak et ve ekmek olmadığını bilen halk da uzun süredir homurdanıyordu.Bütün zamanların en becerikli silahşörleri Athos, Porthos, Aramis ve d'Artgnan yirmi yıl sonra tekrar bir araya geldiklerinde Fransa'nın durumu böyleydi. Artık o kadar genç değildiler ama şövalyeliğin bütün üstün özelliklerine ve tabii romantizmin maharetlerine hala sahiptiler. Zaman her birini bambaşka yerlere ve yaşam tarzına savurmuştu ama hiçbir zaman yokedilemeyen 'silahşörlük ruhu' yollarını yine kesiştirmişti. Düşmanlarının onları alt edebilmesi için yine imkansızın sınırlarını zorlamaları gerekiyordu. Oğlak Yayınları Alexandre Dumas'ın (1802-1870) en sevilen ve bütün dünyada en çok okunan başyapıtı Üç Silahşörler'in ikinci cildini yayımlayarak 'efsanenin bitmediğini' Türk okuruna kanıtlıyor. |
|